Şeytanın Çırağı – Şiro Hamao
🎋 Herkese merhaba! Bu aya İthaki Yayınevinin Japon Klasiklerinden bir eserle devam ettim. Japon eserlerine alışkın değilim ama işledikleri temalara film kurgularından aşinayım ve ona fazlasıyla uyan bir eser. Gotik ve sohbet havası ile okuması keyifli bir kitaptı.
🎋 Bir genç kadının ölümünden sorumlu tutulan anlatıcı’nın davanın savcısı Tsuchida’ya gönderdiği mektubu okuyoruz. İşlediği suçların perde arkasını ondan, uzun ve sarsıcı noktalarıyla öğreniyoruz. Gerçekten öldürdü mü, yoksa masum mu? Masum olma ihtimaline dair çıkarımlarla birlikte derin bir hikâye. Fakat o gerçekten Şeytanın Çırağı olabilir mi?
🎋 Bu kısa roman aslında, insan duygularına dair derin incelemeler barındırıyor. Psikolojik tahlilleri ve insanı ürpertecek hikâyesi ile ilgi çekici. Kişinin ikilemleri, şüphesi ve fikirlerinin açıklanamaz gerçeği, siz okuyucuyu içine çekiyor ve düşündürüyor. Hikâyenin en sevdiğim yönü bu.
🎋 İnsan, çabuk yoldan çıkabilecek bir varlık. Kötülük, bu hikâyenin yapı taşı olabilir. Karamsar, derin ve düşündürücü hikâyesiyle her dönemde okumaya uygun değil ama bir o kadar akıcı, sohbet havasında bir anlatımı var. Okurken elimden bırakamadım. Kitabın başı ve sonu arasındaki fark açısından bir kopukluk olduğunu düşünüyorum, bu da tek olumsuz eleştirim. Japon kültürüne dair birçok bilgi öğrenmek, yeniden en keyif aldığım yönlerinden biri oldu. Bu sefer kiraz çiçekleri döküldü, kurudu ve çamura bulandı ya da çamurun içinde tek görünen renkli gerçek. Şeytanın Çırağı, siyahın içinde kalmış küçük bir renk gibi; derin ama sarsıcı bir kurgu. Meraklısına keyifli okumalar. ❤